Emmy Bacharach, 2020
6’
Kapsamlı bir deneyim ve film olarak tasarlanan bu çalışma, Türkiye’nin güneydoğusundaki kadim kentlerden Hasankeyf’in Ilısu Barajı’nın tehdidi altında kalışını ele alıyor. İşin üretildiği Kasım 2019’dan bu yana, baraj Dicle Nehri’nin su seviyesini yükselterek Hasankeyf’in sular altında kalmasına neden oldu. Bu çalışma, Hasankeyf’i bölgeden toplanmış fotogrametrik malzemeler aracılığıyla temsil ediyor, mağaraların dijital formatta özgün bir kayda sahip olmasını sağlıyor, farklı toplumlar, coğrafyalar ve yaşam biçimleri arasında empati kurmak için sanal gerçekliğin taşıdığı potansiyeli araştırıyor.
Bu çalışma, insan merkezci olmayan bir bakış açısıyla bu bereketli bölgeyi Mezopotamya’nın kadim uygarlıkları için yurda dönüştüren Dicle Nehri’ne odaklanarak suyun insan yerleşimleriyle ilişkini araştırıyor. Bin yıldır toprağı ve buradaki insanları besleyen su, artık bölge için ağır ekolojik sonuçlar doğuracak bir altyapı projesi olan hidroelektrik enerji santrali için kullanılıyor.
Deneyim iki öğeden oluşuyor: Dağlar üzerinden nehri takip eden Bilinç Akışı ve seyirciyi su altına daldıkça bir dizi mağaraya taşıyan Hasankeyf Mağaraları. Suyun aksak sesi ise tuhaf bir insanüstü ses algısı yaratıyor.
ATÖLYE ve British Council ortaklığında, Kültürlerarası Diyalog Programı kapsamında Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti'nin desteğiyle yürütülen Connect for Creativity’nin konuk sanatçı programı kapsamında İstanbul’da üretilmiştir.
Deniz hamamından plaja geçiş ise bir devrim niteliğindeydi. Rus ihtilalinde ülkelerinden kaçan Beyaz Ruslar, İstanbul’da pek çok dönüşüme neden olmuşlardı, bunlardan en önemlisi de halkın denizle buluşmasına vesile olan plaj alışkanlıklarıydı. 1920’lerden itibaren deniz hamamları evrilerek yerlerini yavaş yavaş kadın ve erkeğin beraber denize girebildiği plajlara bıraktı. Bu blog yazımızda İstanbul’un plajlarını ve onların özelliklerini ele alıyoruz.
Batılı ressamların İstanbul’u konu alan resimleri söz konusu olduğunda Haliç çok özel bir yere ve öneme sahiptir. Topkapı Sarayı ve anıtsal yapıların yer aldığı Tarihi Yarımada’yla, batılıların konakladığı, yabancı elçiliklerin yer aldığı Galata’yı birbirinden ayıran bu su kütlesi, geçişimli bir sınır gibidir adeta.
Salı - Cumartesi 10.00 - 19.00
Cuma 10.00 - 22.00
Pazar 12.00 - 18.00
Müze Pazartesi
günü kapalıdır.
Çarşamba günleri öğrenciler müzeyi
ücretsiz ziyaret edebilir.
Tam: 200 TL
İndirimli: 100 TL
Grup: 150 TL (toplu 10 bilet ve üstü)